Modern yaşamın neredeyse vazgeçilmezlerinden birisi olmuş durumda sosyal medya. Sosyal yaşamın bütün unsurlarını bu mecrada görmek mümkün artık. Sesini duyurmak isteyen bireylerden tutun da en büyük toplumsal gruplara kadar yaşamın içerisinde yer alan herkesi ve her şeyi görmek mümkün burada. Bu kadar geniş bir kullanıcı kitlesine sahip bir dünyayı görmezlikten gelemeyiz. Kaldı ki bizim bu dünyaya gözlerimizi kapatmamız bu dünyanın hayatımızın her noktasına sirayet etmesine engel olmuyor.
Bir çok insan artık bu sosyal medya üzerinden sosyalleşiyor. Düşüncelerini ifade ediyor; sevinçlerini, hüzünlerini, acılarını burada paylaşıyor. Sokağa çıkmadan sokağın haberini alıyorsunuz. Alışverişinizi buradan yapıyorsunuz. Doğumdan, sünnetten, düğünden, ölümden, mevlitten buradan haberdar oluyorsunuz. Yani sosyal alan sanal dünyaya taşınmış durumda. Artık bu dünyayı görmemezlikten gelmek ne kadar mümkün siz karar verin.
İnsanların birbirini tanıyabilecekleri mecraların en başında artık bu alanlar var. Eskiden yolculukta ya da alışverişte tanıyacağımız insanları artık sosyal medyadaki profillerinden tanıma imkanına sahip oluyoruz. Nelerden hoşlandıklarını, nelerden nefret ettiklerini, hangi takımı tuttuklarını, nereli olduklarını, sevgililerini, ailelerini, siyasi düşüncelerini, arkadaşlarını kısaca bütün yönlerini önümüze koydukları bir alan sosyal medya. Bireylerin kendilerini her yönden ifade ettikleri bu alanlar doğal olarak insana hitap eden her örgüt, kurum , dernek, kuruluş ve işletmelerin de ilgisini çekmiş ve bu alanda bu grupların da kendilerini göstermeleri gecikmemiştir. Reklamcıların ve her türlü sosyal alana hitap eden kitlelerin bir numaralı hedefi bu alanlardır. Gazete, radyo, televizyon gibi kitle iletişim aygıtları artık ikinci plandadır.
Sosyal medyada boy göstermek için de fazla bir şeye ihtiyacınız yok. Şu anda piyasadan satın alacağınız bir telefonla rahatlıkla bu alanda cirit atabileceğiniz bir araca sahip olmuş olursunuz. Nitekim şu anda hepimizin cebindeki telefon, sosyal medyaya açılabileceğimiz birer araçtır. Yedisinden yetmişine herkesin boy gösterdiği bu alanın ister istemez dikkatli kullanılması gerektiği de tartışılmaz bir gerçek ama bu dikkati ne kadar gösterdiğimiz de tartışılır. Henüz kişiliği oturmamış, mantıklı düşünme yetisine sahip olmayan bireylerin buradaki durumu bazen kurtlar sofrasındaki kuzu misalidir. Kuzularımızı bu alanlardan uzak tutmamız belki imkansız ama hiç değilse gözümüzün önünden de ayırmayalım onları. Bilinçsizlik hayatın her noktasında olduğu gibi sosyal medyada da en büyük problem olarak önümüzdedir.
TOZLU TAHTA / MART 2013 / 18. Sayı
TOZLU TAHTA / MART 2013 / 18. Sayı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder